Düziçi seçime iyiden iyiye ısınmaya başladı. Fakat başlangıcı iyi yapamadı. Ayağı takıldı tökezledi.
Daha seçim sürecinin ortasına gelinmeden dedikodular,
rakiplere iftiralar ya da karalamalar, adaylar hakkında yalan yanlış ithamlar,
laf cambazlıkları, şark kurnazlıkları aldı başını gidiyor.
Tabi bunu yapanlar küçük bir azınlık da olsa sinek küçüktür
ama mide bulandırır misali tadını kaçırıyor.
Geçtiğimiz günlerde bir Aday Adayı hakkında şehir dışından
bir gazeteye servis edilen iddia dolu haber
gibi tatsızlıkları da yaşadık maalesef.
Böyle şeyler her seçim döneminde yaşanabiliyor ama bizde
genel olarak yanlış siyasi anlayıştan kaynaklanan bazı durumlar şehrin seçim
havasını bozuyor.
Birkaç aday için “O zamanında feşmekanca partiye oy
vermişti, ya da şucuydu şimdi bize gelip nasıl aday oluyor” gibi sözler
duyuyoruz.
Başka partinin seçmeni size oy verirken bu hoşunuza
gidiyorsa, zamanında başka partiye oy vermiş insanın sizin partinizi benimseyip
sizinle omuz omuza siyaset yapmasından daha doğal bir şey olabilir mi?
Kaldı ki soğuk savaş döneminden kalan keskin siyasi
anlayışlar kalmadı. DSP, MHP, ANAP koalisyonun olduğu bir ülkede particilik
sadece küçük görüş ayrılığından başka bir şey değildir. Hele de yerel seçimler söz konusuysa.
Aslında tüm bu davranışlar, hala seçmen olamamaktan,
siyasetçiye biçtiğimiz rolün belli kalıpların dışına çıkmamasından ve maalesef siyasilerin
de bu rolü kolayca kabullenmesinden kaynaklanıyor.
Adaylara “projelerin nedir?” demek yerine “benim oğlana iş
bulacaan mı?” dediğimiz sürece Düziçi’nin siyasal yönetim anlamında düzlüğe
çıkması zor.
Proje demişken, o mesele de bir hayli kafa karıştırıcı bir
hal aldı.
Mesela adaylara projelerini soruyoruz. “Yook, söyleyemem” diyor. “Neden?” diye soruyoruz. “Diğerlerini
öğrenir, onlar da aynısını kullanır” diyor.
Bence kim projesini önce açıklarsa o bir adım öne geçer.
Zira sizin projelerinizi bir başkası dillendirmeye başladığında sizi taklit
etmiş olacaktır. Bu durumda da siz “onların sizi ancak taklit edebildiğini “
söyleyerek birkaç puan daha öne geçeceksiniz.
Hatta birisi “Ben projelerimi açıklarsam başkan çıkar bunları
yapar.” Dedi.
Ne güzel işte. Amaç
ilçeye hizmet etmek değil mi, doğru olan yapıldıktan sonra sen ya da başkası
yapsın, ne önemi var?
Arada bize gelip soruyorlar: “Siz gazetecisiniz tarafsız
olmalısınız ama sizin de gönlünüzde bir aslan yatıyordur mutlaka” diyenler
oluyor. Bizim gönlümüz davar ağılı olmalılığı için biz yatışına değil gözdeki ışığa bakıyoruz. Bizim adaylara bakışımız, onların kariyeri, vizyonu,
kabiliyeti ve en sonunda projeleriyle ilişkilidir.
Mevcut durumda seçim akşamına kadar karar veremeyeceğiz gibi
duruyor. . .
Hilmi İsili
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder