18 Ekim 2013 Cuma

Bayramlaşmaların Eksikleri ya da Babil Kulesinden Şehir Yönetilmez

Eskiden gazetecilerin de tatili vardı.
1992’ye kadar. . .
Dini bayramlarda tüm gazetelerin yerine tek başına çıkan, böylece basın emekçilerinin de tatil imkanı bulduğu, kömbeyi, kurban etini ağız tadıyla yiyebildiği, akraba-u taallukatı ziyaret edebildiği fırsatlar sunan bayram gazeteleri çıkar, normal gazeteler birkaç gün paydos ederdi.
‘Voltran’ gibi bir şeydi. Gazeteciler cemiyeti ortak bir gazetesiydi vesselam.
Sabah Gazetesi doksanikide bu geleneği bozdu. Sonra bir  daha göremedik o “Bayram” isimli gazeteleri.
Bu kurban bayramında biz de kendimize tatil verdik. Çalış çalış nereye kadar.
Bayramın 1. ve 2. günü kaymakamlığın ve siyasi partilerin bayramlaşma programlarına da bu sebepten mütevellit katılmadık.
Sağ olsun bazı adaylar ve partililer bayramlaşmaları fotoğraflayıp servis ettiler haberini yaptık.
Son zamanlarda yoğun telkinlerimizle tamamı olmasa da bir çok siyasi yaptıkları faaliyetleri fotoğraflayıp servis etmeyi öğrendi. Lüzumluydu, olması gerekiyordu, eksiklikti, yavaş yavaş tamamlanıyor.
Bizim o fotoğraflarda aradığımız ama göremediğimiz iki şey var.
Birincisi; öğretmenevinde yapılan bayramlaşma programı dışında kaymakam beyi sahalarda göremedik.  Esnafın arasına karışıp onların bayramlarını kutlamak gibi mesela.  Aynı şey diğer bazı yöneticiler için de geçerli.
Esnaftan da bu yönde yoğun şikâyetler duyduk.  Kaymakam, belediye başkanı, emniyet müdürü bu bayramlarda esnafın arasına girmiyor, hastaneleri, kahveleri vs. dolaşmıyor, vatandaşın bayramını kutlamıyorsa burada bir eksiklik var demektir.
Göreve geldiğinizde size çiçek yollayanlara gitseniz bile bir farkındalık oluştururdunuz.  Tabi o çiçekleri nezaket değil de yaranma olarak algılamadıysanız. . .
Geçen hafta bir siyasi partinin yöneticilerinden biri, kaymakam beyi tanıyamadı. Bu sadece o siyasinin hatası da değil. Kaymakam bey halkın arasına inmiyorsa haliyle kimse de onu tanıyamayacaktır. Babil kulesinin tepesinden şehir yönetilmez.
Ve ikinci konu. . .
Bu en az ikincisi kadar mühim.
O resimlerde göremediğimiz ikinci eksiklik siyasi parti yöneticilerinin diğer siyasi partilerle bayramlaşmaması.
Belki şahsen aramış bayramları kutlamış olabilir. Fakat önemli olan bu değil, şehre bu görüntünün yansıtılması. Özel olarak partilerin bayram şekerini kolonyasını alıp diğer partilere topluca ziyaretler gerçekleştirilmesi. Artık küçükler büyüklerin ellerinden öper mi büyükler harçlık verir mi onlar bizim meselemiz değil ama mühim olan şey o birlik ve beraberlik mesajının vatandaşa yansıtılması.
Belki bu çok zor bir ihtimal de olsa ileride Düziçi’nin o kangren olmuş sorunlarının çözümünde yeniden bir araya gelmeleri için bir kapı da açmış olur.
Siyasilerin kendi partilileriyle bayramlaşması önemli ama ‘ötekileri" de görmemezlikten gelemez.
Geçtiğimiz günlerde yalnızca, “Cenazeye düğüne gitmekle iyi siyasetçi olunmaz” diyen Ak Parti Belediye başkan Aday Adayı Tarık Akdağ’ın  bizi arayıp şahsen bayramımız kutlaması ise söylediklerinde ne kadar haklılık payı olduğunu  bu tür katılımların siyasi kaygıyla yapıldığını gösteriyor.  Öyle olmasıydı biz bu bayram bizi arayan siyasilere cevap vermekten kebabımızı yemeye fırsat bulamazdık.  Zira hepsinde az ya da çok emeğimiz, hakkımız vardı.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder